Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu Sapıklar Kimin Eseri?

Her dört kişiden birinin depresyonda olduğu, yıllık 38 milyon kutu antidepresanın kullanıldığı bir toplumda yaşıyoruz. Toplumsal çöküntü, ahlaki yozlaşma korkunç boyutlarda. Bir zamanlar batı toplumlarının çürümüşlüğünü anlatmak için kullandığımız istatistikler bizim de içimizi kemiriyor artık. Gençlerimizin hali gerçekten içler acısı. Daha gencecik yaşta birçoğunun dimağları bozuldu, düşünce yapıları gayrı ahlaki pisliklerle işgal edildi. Resmen sağlıklı düşünemez, konuşamaz, bakamaz oldular. Birçoğunun daha ilkokul çağında gördükleri, izledikleri, konuştukları şeyler o denli ahlaksızca ki insan ne diyeceğini, ne yapacağını şaşırıyor. Yaş ilerleyip ergenliğe ulaşanlar, gençliğin verdiği deli kanlılıkla toplum için daha tehlikeli hallere giriyor. Bencillik, nefsani arzuların yönettiği dimağlarda yeşerince ortaya gerçekten tehlikeli bir birey çıkıyor. Haberlere konu olan iğrenç suçları işleyenler sadece fırsatını bulabilenler. Fırsat bulamadığı için etrafta serseri mayın gibi ...

Ayakkabıyla Girilmeyen İHO’lar

1990’larda halkın teveccühü ile nitelik ve nicelikte zirveyi yakalayan İmam hatip okullarımız 28 Şubat süreci ile dibi görmüştü. Binlerle anılan okul sayısı yüzlere düşmüş, öğrenci mumla aranır olmuştu. Allah büyük, gün oldu, devran döndü; şimdi okullarımız ve öğrencilerimiz hiç olmadığı kadar çoğaldı. Ancak bugün doğru, hiç eğip bükmeden konuşmak zorundayız ki bu artış sadece niceliktedir. Nitelik olarak istediğimiz yere ulaşamadık. Binalarımız arttı, sınıflarımız doldu ama ne beyinlere, ne kalplere hayal ettiğimiz şekilde giremedik. Buna ister planlama hatası deyin, ister öğretmen yetersizliği deyin, ister veli ilgisizliği deyin, ne derseniz deyin durum budur. Çok çalışmamız lazım. Şimdiye kadar çalıştığımızın ötesine geçmemiz lazım. Nesil eski nesil değil. Bunu anlayıp bu yavrularımızı İslam’la nasıl hemhal ederiz diye projeler üretmemiz lazım. Özellikle İHO’lar artık kabuğuna sığmıyor. Öğrencilerin yoğun ilgisi artık memnuniyetsizlik tarafına dönüyor. Çünkü açıldıkları günden...

İHO'larda TDB ile DKAB Birleştirilmelidir

Bermuda Şeytan Üçgeni üzerinde, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersleri üzerinde kopa(rıla)n fırtınalar kadar fırtına kopmamıştır. Yeni nesil Bermuda Şeytan Üçgeni’ni bilir mi bilmem ama DKAB derslerini iyi bildiklerinden şüphem yok. Bir taraftan kaldırılması için rüzgârlar estirilirken bir taraftan müfredatı eleştiriliyor; bir taraftan öğretmen yeterlikleri tartışılırken bir taraftan ders kitapları sorgulanıyor. Anayasal olarak okutulması gereken bir ders olduğu için pergelin ucu sağlamda ama içeriği üzerindeki tartışmalar epey denge bozucu boyutlarda. Zorunlu ders olması dolayısıyla bu dersin içeriği üzerinde herkesin söz hakkı var. Ateistinden alevisine, sofisinden liberaline kadar herkes fikrini söylemek ve kendi asgari müştereklerini talep etmek hakkına sahip. Öyle olunca da ortaya kimseyi memnun etmeyen bir içerik çıkıyor. Yeni ders bu haliyle hiç kimseyi memnun etmiyor. 1982’den beri iyisiyle kötüsüyle okutulan, nesilleri din kavramıyla, İslam ilkeleriyle, ibadet v...