Ana içeriğe atla

İmam Hatip Okulları ve Namaz

Anadolu’da ikili öğretim yapan İmam hatip ortaokulunda durum ne? Çocuklarımızı ahlaki yönden donatmasını, iman-ibadet-ahlak üçgeni ile çepeçevre kuşatmasını istediğimiz okullarımızın bir günü nasıl geçiyor? Şöyle:
Ders sabah 07:00’da başlıyor. İmsak vakti 06:15. Güneş 07:45’te doğuyor. Dolayısıyla güneş doğduğunda çocuklar ilk dersi bitirmiş oluyorlar. Bu çocukların okula yetişebilmek için dersten iki saat önce uyandıklarını düşünürsek yataktan kalkmaları imsaktan en az bir saat öncesini buluyor. Tam teheccüd kılınacak vakit yani.
Sabah namazı vakti derse başlayan bu imam hatip ortaokulunda start alan ders maratonu 10 dakikalık teneffüs molaları dışında kesintiye uğramadan akşam 19:40’a kadar devam ediyor. Bu arada öğle vakti 12:51’de, ikindi vakti 15:20’de, akşam vakti 17:45’te, yatsı vakti de 19:07’de giriyor. Yani sabah ezanından önce başlayan eğitim, yatsıdan yarım saat sonra sona eriyor. Çocukların evlerine ulaşmasını varın siz düşünün.
Yazının asıl yazılma amacına gelelim. Bu koşuşturma içinde namaz nerede? Sabah ezanlar minarelerden yükselirken derste olan çocuklar vakit çıkana kadar namazlarını kılabiliyor mu? En azından namaz kılmaları için teşvik ediliyor mu? Yoksa bu vakit boyunca Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler tahsil edilirken vakit çıkıp gidiyor mu? Acaba öğretmenler sabah namazlarını kılma fırsatını bulabiliyor mu? Dersle namaz vaktinin bu kadar çakıştığı bir anda, tabelasında İmam hatip yazan bir okulda namazdan mı, yoksa dersten mi fedakârlık yapılıyor?
Onar dakikalık teneffüs aralarında bir okul dolusu öğrenci ve öğretmenin namazlarını huşu içinde kılabilmeleri elbette mümkün değil. Ezanlar okunduğunda cemaatle namaza kalkılması gereken İmam hatip okullarında bu ders temposuyla bu iş nasıl olacak? Namazı dinin direği sayan bir nesil yetiştirmek için kurduğumuz okullarımızda namaz Türkçe veya Matematik dersinden önemli sayılmayacaksa bu iş nasıl olacak?
Problem şu ki, Milli eğitim sisteminin üzerine kurulmuş olduğu pozitivist ve batı tasarımı okul sistemi İmam hatip şuuruna dar geliyor. Onun için önce zihinlerde, anlayışlarda, yaklaşımlarda değişiklik yapmak gerek. Mihver ders dediğimiz derslerden önce namazı mihmandar seçmek ve her şeyden önde görmek gerek. En azından İmam hatip okullarında bu şuuru uyandırarak işe başlamak gerek.
Önümüzdeki yıllarda gerçekten tekli eğitime geçilir veya geçilmez. Ancak bir an önce İmam hatip okulları için yeni bir eğitim sistemi tasarlamalıyız. Bu sistemde namazı merkeze almalı ve öğrenciye huzuru hissettirecek bir ortam oluşturmalıyız. Belki ders sayısını haftalık 25’lere çekmeli, daha dingin, ahlaki erdemleri hissedebileceği ve ruhunu dinleyebileceği bir sığınak haline getirmeliyiz. Buralarda TEOG birinci gündem olmamalı. Ahlak, dürüstlük, ibadet gibi değerlere sahip olmak yüceltilmeli. Böyle düşünmeyen veliler de ona göre seçimlerini yapmalı. Eğer bir eğitim kurumundan topluma yön vermesini bekliyorsak toplumun ona yön vermesini kabul edemeyiz. Çünkü toplum, içinde bulunduğu ahlaki çöküşle bu kurumları ancak aşağı çeker.
Bir hayalin daha sonuna geldik. Bizlere hayal kurma nimetini veren, bu nimeti üzerimizden çekip almayarak bir nimet daha veren Rabbimize hamdolsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğretmenime Mektup

Sevgili ö ğ retmenim, Siz bu mektubu okudu ğ unuzda ben çoktan b ü y ü m üş olaca ğı m. L ü tfen kim oldu ğ umu, nerede oldu ğ umu merak etmeyin. Kimli ğ imden çok, yazd ı klar ı ma önem verin. Size bu mektubu k ü ç ü kken yaz ı yorum ve b ü y ü d üğü mde size vermeyi planl ı yorum. Asl ı nda bu mektuplardan herg ü n bir tane yazmay ı planl ı yorum. Ç ü nk ü size yaz ı lacak o kadar çok ş eyim, edecek o kadar te ş ekk ü r ü m ve sitemim var ki... hepsini bir deftere s ığ d ı ramam zaten. Y ı llar sonra ş imdiki bana "gelip y ü z ü me söylesen olmaz m ı yd ı ?" diyeceksiniz eminim. Ama siz de biliyorsunuz i ş te, ben utangaç, k ı r ı lgan ve cesaretsiz bir çocu ğ um. L ü tfen beni anlay ı n. E ğ er b ü y ü d üğü mde bu cesareti kendimde bulabilirsem (b ü y ü kler cesur oluyormu ş ) bunlar ı size elden vermeyi d üşü n ü yorum. Bug ü n s ı n ı fta dediniz ki; " Kim ne derse desin, Ahiret var... Kesin." Bu söz ü n ü z ü defterimin en ü st ü ne ...

Ahtapotun Kolları: Sevgili Cep Telefonları

Orta öğretim  kurumları yönetmeliğindeki bir değişiklikle cep telefonunu sınıfta kullanmak disiplin suçu olarak belirlendi. Gerçi daha önce ilköğretim yönetmeliğinde “derste açık bulundurmak” uyarı cezası olarak belirlenmişti ancak artık liselerde de cep telefonuyla ilgili bir disiplin maddesi yer alıyor. Kınama cezasını gerektiren davranış maddesi aynen şöyle: “Ders saatleri içinde öğretmenin bilgisi ve kontrolü dışında bilişim araçlarını açık tutarak dersin akışını bozmak.” *** Bu maddeyi öğretmenlerin olumlu, öğrencilerin olumsuz, velilerin umursamaz karşıladıklarını düşünmek zor değil. Ancak meselenin taraf olmaktan daha derin analizlere ihtiyacı var. Yönetmeliğe göre okula telefon getirmek yasak değil. Hatta bu maddeyle serbest hale gelmiş oldu. Çünkü yasak ders içini kapsıyor. Öğrenci cep telefonunu teneffüste açık tutulabilir ve hatta görüşmeler yapılabilir. Artık öğretmenler teneffüste cep telefonlarına hiçbir şekilde müdahale edemez. Eden de uyanık öğrenci...

İlkokul Öğretmenim Sabahattin E’ye Soruyorum:

Bir keresinde gülmüştüm ve siz bana “inşallah hep böyle güzel gülersin” demiştiniz. Bütün arkadaşlarım bana bakmış ve hep beraber gülmüştük. O günden sonra topluluk içinde gülmeyi, konuşmayı çok seviyorum. Allah sizden razı olsun. İkinci sınıftayken “dersi dinleyemeyecek kadar derdi olan lütfen benimle paylaşsın” demiştiniz. Benim de sıkıntılarım, korkularım vardı. Dersten sonra sizinle konuşmak, içimi dökmek çok iyi gelmişti. O güne kadar benim dertlerimle karşılıksız ilgilenen insanların varlığından beni niçin haberdar etmediniz? Allah sizden razı olsun. Tenefüste nöbetçiydiniz. Ben de merdivenden koşarak iniyordum. Beni arkamdan yakalamasaydınız büyük ihtimalle düşecek ve bir yerlerimi kıracaktım. Beni hırkamdan tutarken parmağınızı incittiniz. Ertesi gün parmağınız alçıdaydı ama yine de bana gülümseyerek bakıyordunuz. Benim bir yerim kırılmasın diye kendinizi feda etmeniz kendimi okulumda büyük bir güven içinde hissetmeme sebep olmuş, size olan sevgim bir kat daha artmıştı. Bu...