Bugün çok net yazacağım. Hani dümdük derler ya. İşte öyle.
Ümmet bilincinin kaybolmuş olmasını, her Müslümanın ortak
malı olan İslam coğrafyasının her karış toprağının kanla sulanmasını ve buna
ses çıkarmayan ümmetin beyninin sulanmasını herkes bir şeylere bağlıyor. Her
yerde tespitler, çözüm önerileri…
Bu tespitlerin çoğu tweet olarak, mension olarak, retweet
olarak, hashtag olarak, paylaşım olarak, like olarak sosyal medyada uçuşuyor.
Artık bazı şeyler için çok geç. Mesela kanı akıtanlarla
sosyal medyayı kuranların aynı olduğunu anlamak için çok geç.
Katliamların sorumlularıyla sosyal medya diye bir şey
kuranların ve bizi orada tartıştırıp düşündürenlerin aynı olduğunu anlamak için
çok geç.
Biz Müslümanları kendi kurdukları paylaşım ağlarında avlayanların,
bizi orada tartıştırıp hem düşüncelerimize hem de fikirlerimize uyuşturucu
katanların aynı zamanda bize medeniyetin anasıymış gibi halüsinasyonlar
yaşattıklarını fark etmek için çok geç.
Twitter, facebook gibi “sanal” ortamların Müslümanlar için tuzağın
en büyüğü olduğunu, Müslüman için cemaatin sanal olamayacağını, Müslümanca
ortak aklın oralardan çıkamayacağını anlamak için çok geç.
Sanal medya denen tuzağın, “herkesin fikrinin eşit olduğu”
bir platformda değerli fikirle değersiz fikrin birbirine karışması için
kurulduğunu, ehl-i sünnet ve’l cemaat kavramındaki cemaat kavramının
yozlaştırılması için biçilmiş kaftan olduğunu, böylece Müslümanlar arasında
kanaat önderi, fikir akımları, ortak akıl gibi tehlikeli (!) oluşumların önünün
kesildiğini anlamak için de çok geç.
Bugün Müslüman dünyada en parlak zihinler bile
tartışmalarını twitter üzerinden yapar oldu. Artık bunun temel yanlışımız
olduğunu anlamak için de çok geç. Patlayan her bombada tepkilerini profil
fotoğraflarını değiştirerek veya mension yayarak gösterdiğini zannetmek normal
bir davranış kabul edilir oldu. Bunun, bize tüm bu acıları çektirenlerin
ringinde kalarak bu dövüşü kazanabileceğini zannetmekten farkı olmadığını
anlayamaz hale geldik.
Artık hayatımızın her ânı öylesine sosyal medyayla
kuşatılmış ki bunları fark etmek, kabullenmek bile çok zor. Çünkü bu çoğu kişi
için büyük bir dönüşüm gerektiriyor. Hem düşünsel hem de pratik düzlemde.
Uzun zamandır facebook ve twitter’ı sadece köşe yazılarımı
paylaşmak için kullanıyordum. Ancak bugünden itibaren bu hesaplarımı tamamen
kapatıyorum. Olanlardan, olaylardan acı duyan herkesi de böyle yapmaya,
tartışma ortamlarını yüz yüze, bilgiye ve bilene saygı düzlemi üzerinde
gerçekleştirmeye çağırıyorum. Böyle bir davranış en azından bize bu acıları
yaşatanlara şu mesajı verecektir: “Biz uyandık. Artık sizin ringinizde, sizin
argümanlarınızla, sizin metotlarınızla ve sizin kontrolünüzde düşünmek zorunda
olmadığımızı anladık.”
Böyle yapabildiğimiz zaman doğru yaptığımızı nasıl mı
anlayacağız? Gezi olayları sırasında twitter kısıtlandığında nerelerden ve
nasıl sesler yükseldiğini bir hatırlayın. Aynı sesler çıkacak. Kedinin
kuyruğuna basıldığını nasıl anlarsınız? Bu da öyle olacak.
Ben böyle diyorum ama biliyorum ki “birçok şey için artık
çok geç.”
Yorumlar
Yorum Gönder